Yağmur damlalarını dokunmadan tutabilmek ister miydiniz? Ya da yağmurun kokusunu hiç koklayamamışken içinize hapsedebilmek…
Öylesine imkansızca, ulaşılamayacağını bile bile… Tutuklu kaldığınız en imkansız anı unutmak istercesine…
Sahi kolay mıydı unutmak? Peki unutamayacağınızı bile bile o anda tutulup kaybolmak…
Hepimiz isterdik bir tutam hepsinden. Sevdaya tutulmak da böyle değil miydi? Kimimiz tenine işlemiş bir kokuyu içinde hapsedebilmek isterken kimimiz bilmediği bir kokuyu içinde hapsedebilmek isterdi. Ama herkes bir tutam isterdi. Tıpkı herkesin bir tutam unutmak istediği gibi. Tıpkı herkesin hayatında en az bir kez dahi olsa, bir imkansızlıkta tutuklu kaldığı gibi… Dokunmadan da sevebilmek gibi, bilmediğin bir kokuyu içinde hapsedebilmek gibi. En imkansız anı en olağan anda yaşamak gibi… Hayat gibi.
DYT. EDA RUKİYE YILMAZ